dünya şavaşı

023-me110_1s.jpg032-t_34s_2.jpg

T-34, orta seviyeli bir Sovyet muharebe tankıdır. Çoğu otoriteye göre II. Dünya Savaşı’nın en iyi tankı olarak kabul edilir. T-34 o güne kadarki tank tasarımı anlayışını değiştirmiştir ondan sonraki bütün tanklar T-34leri örnek almıştır. Doğu cephesinde Alman Ordusu bu tank karşısında çaresiz kalmıştır. Tiger ve Panther tanklarının çıkışı ile T-34 savaş alanındaki mutlak üstünlüğünü kaybetsede, Rusya iklimine uygunluğu, kolay üretilebilirliği ve bunun getirisi olarak tartışılmaz sayı üstünlüğü ile Alman askerleri arasında korku salan bir silah olarak kalmıştır. T-34 ateş gücünü, hızı ve sağlamlığı mükemmel bir şekilde bünyesinde toplamış bir tanktır. Ayrıca eğimli zırh tasarımı, isabet eden mermilerin bir çoğunun tanka zarar vermeden sekmesini sağlamıştır. Bazı askeri tarihçiler onu dünyanın ilk ana muharebe tankı olarak addederler.

1936 yılında genç mühendis Mihayil İlyiç Koşkin, Karkov’daki Komitern Fabrikasında baş tasarımcı olarak göreve başlar. Genç mühendisin işe başladığı sırada Sovyet ordusunun, modern tanklara karşı koyabilecek bir tanka olan ihtiyacı artmıştı. Koşkin’in çalıştığı fabrikanın tasarım bürosu o sıralar, BT tanklarının modernize edilmesi üzerinde çalışıyordu. 1937 yılının başlarında fabrika, BT tanklarının yerine geçecek yeni bir orta sınıf tankı tasarlamakla görevlendirildi. Bu tank önceki BT tankları gibi hem paletli hem tekerlekli olacaktı. Sovyet toprakları çok geniş olduğundan Kızıl Ordu, savaş doktrinini hızlı ve çabuk müdahale edebilecek mekanize birlikler üstüne kurmuştu. BT tankları da bu doktrinin bir parçası olarak arazide paletleri ile hareket edebiliyor, düzgün yollarda paletler çıkartılıyor ve tank, tekerlekleri ile yola devam ediyordu.

1937 yılının Kasım ayında A-20 adı verilen ilk prototip ortaya çıktı. Ağırlığı 17,7 ton olan bu tank, 45mm’lik bir topla donatılmıştı. Zırhı o dönemdeki diğer Sovyet tanklarına göre daha kalındı ve çok eğimli tasarlanmıştı. Tankın şasesi BT tanklarının şasesinin biraz geliştirilmişiydi. Bir sonraki A-30 modelinde 76,2mm’lik topa geçildi.

Koşkin, tankın tasarım süreci boyunca, paletli ve tekerlekli bir tank tasarlamanın gereksiz olduğunu ve bunun tanka ek yük bindirdiğini savundu. Tekerlekli ve paletli bir tank, tasarım aşamasında da büyük sorunları beraberinde getiriyordu. İşin aslı pratikte Kızıl Ordu, tankları tekerlekli durumda çok az kullanıyordu. Bu sebeplerden dolayı Koşkin tamamen paletli bir tank tasarımının yapılmasını önerdi ve bu şekilde A-32 (sonraları T-32 olarak anılacaktı) prototipi ortaya çıktı. Kızıl Ordu, Koşkin’in önerisini kabul etmekle beraber henüz tekerlekli-paletli tank projesinden vazgeçmiş değildi. 1939 yılının başında A-20 ve A-32 tanklarının tasarım süreci bitmişti. Yapılan testler sonucunda Koşkin’in önerdiği sadece paletli A-32 modelinin üretilmesine karar verildi. Ayrıca tankın zırhı daha da kalınlaştırılacak ve ateş gücü arttırılacaktı. Koşkin ve ekibi hemen çalışmalara koyuldu ve böylece zırhı kalınlaştırılmış ve ateş gücü arttırılmış T-34 tankları ortaya çıktı.

Zamanın zor şartları ve Alman cephesindeki kritik durum nedeniyle, hiçbir prototip olmamasına rağmen, T-34′lerin seri üretim için uygun olduğuna karar verildi. 1940 yılının Ocak ayında ilk T-34′ler üretildi, bu modellere T-34 06 adı verildi. Koşkin ve ekibi Şubat ayı boyunca tankları test ettiler ve açıklarını kapatıp aynı yılın Haziran ayında seri üretime başladılar. Koşkin’in hastalanmasından dolayı son tasarımları yardımcısı Aleksandır Aleksandroviç Morozov yaptı.

Seri üretime geçilmesinden 3 ay sonra yani Eylül 1940′da ilk tanklar tamamlanmış haldeydi. T-34′ler ilk başlarda çabuklukları, etkili zırhları ve çamurlu zor arazilerde gidebilen geniş paletleri ile göz doldursalarda birçok eksikleri vardı. En önemli eksikliklerden birisi şanzıman sistemiydi. Şanzıman arızalarından dolayı birçok tank muharebeye girmeden kaybedilmişti. Ayrıca sadece bölük komutanı tanklarının radyo sistemleri vardı. Zamanındaki tankların aksine sadece 4 mürettebata sahipti bu yüzdende tank komutanı aynı zamanda mermileri yükleme görevini de üstleniyordu. Tank komutanının, muharebeye odaklanmasını ve çevreye hakim olmasını engelleyen diğer bir unsur da tank komutanını dışarıya açılan bir kapağa sahip olmayışıydı (Model 43′de bu eksiklik giderildi). Ayrıca tankın optik sistemleri Almanlarınkiyle karşılaştırılınca çok düşük seviyedeydi bundan dolayı T-34′ler Alman tanklarını vurmak için çok yakınlarına girmek zorunda kalmışlardır.

1941-1942 yılları arasında Alman ordusunun elinde bulunan 37mm’lik PaK 36 ve 50mm’lik PaK 38 tanksavar topları, T-34′lere neredeyse hiçbir zarar veremiyorlardı. Bu yüzden Alman askerleri bu tanksavarlara “kapıyı tıklatan” adını takmışlardı. Çünkü tanksavardan yapılan ilk atış, kamufle edilmiş tanksavarın yerini belli ediyor ve en ufak bir zarar bile vermiyordu (sadece top kulesinin en alt tarafına yapılan şanslı vuruşlar ciddi zarar verebiliyordu). Çok acil durumlarda Almanların ünlü 88mm’lik uçaksavardan bozma tanksavar topu, T-34′lere karşı kullanılıyordu. 7,5 cm’lik KwK L/43 topuyla donatılmış Panzer IV F2′ler ortaya çıkmasıyla Almanlar, en azından ateş gücü bakımından, T-34 ile mukayese edilebilecek bir silaha sahip oldular.

T-34/85 [değiştir]T-34/76′ın savaş alanındaki ezici üstünlüğünü yavaş yavaş kaybetmeye başladığını gören Sovyet ordusu tankın ateş gücünü artırmanın bu eksikliği giderebileceğini düşünüyordu. Bunun için tanka yeni bir 85 mm’lik top takılacaktı. Hali hazırda Sovyetlerin elinde D-5T, LB-1, S-50 ve S-53 gibi birçok 85 mm’lik top vardı. Kızıl Sormovo ve Ural Tank Fabrikaları, tankın üretimini üstlendiler. Ayriyeten Ural Tank Fabrikası, yeni T-34/85 için yeni bir top kulesi üretecekti (aslında bu topun KV-85′de kullanılması planlanmıştı). Yeni top kulesi öncekilerden daha büyük olduğu için ana gövdenin üstünde bulunan, top kulesinin gireceği, deliğin çapı 1420 mm’den 1600 mm’ye çıkarılmıştı.

Gerekli testler yapıldıktan sonra tankın seri üretimine geçildi. İlk önceleri ana silah olarak S-53 topu düşünülsede, bu topların o sıralarda hazır olmaması sebebiyle ilk tanklarda D-5 topu kullanıldı. S-53′lerin eksikleri giderildikten sonra T-34/85′lerin standart topu haline geldiler ve SIS-S-53 adını aldılar. T-34′lerin muharebe alanındaki rakipleri Panther ve Tiger tankları, T-34′den daha kaliteli ve yüksek ateş gücüne sahip tanklar olsalar da T-34 müthiş sayı avantajı sayesinde her zaman üstünlüğü elinde bulundurmuştur. Savaş boyunca yaklaşık olarak 54.600 T-34 (yaklaşık 19.430 tanesi T-34/85) üretilmişken Almanlar sadece 6.000 adet Panther tankı üretebilmişlerdir.

Karl Dönitz, 16 Eylül 1891’de Berlin yakınlarındaki Grünau’da doğdu. 1910 yılında Kaiserliche Marine (Alman Donanması)’ye subay olarak katıldı. 1914 yılında Osmanlı Devleti’ne sığınarak Yavuz adını alan Goeben gemisinde görev yaptı. 4 Ekim 1918 günü komutanı olduğu denizaltının Akdeniz de bir harekat sırasında ağır hasar görmesi üzerine, yüzeye çıkarak mürettebatı ile birlikte bir İngiliz kruvazörüne teslim oldu. Malta’da esir olarak kaldığı süre içerisinde iyi bir denizaltının ne gibi özelliklere sahip olması gerektiğini, hangi taktiklerle kullanılırsa daha etkili olacağının planlarını yaptı. Tekrar Alman Donanmasında döndü ve başarısını devam ettirip Emden Kruvazörünün komutanı oldu.

1935 yılında Versaillles antlaşmasının geçerliliğini yitirmesiyle Alman Donanması atağa kalktı. Aynı yılın yazında donanma komutanı Büyük Amiral Erich Reader, Dönitz’i Alman Denizaltı Komutanlığına getirdi. Tüm enerjisini etkili bir denizaltı filosu yaratmaya harcadı. 1937-1939 yılları arasında Kuzey Denizinde geniş çapta planlar hazırladı ve ünlü denizaltı taktiği Wolfpack (Kurt Kapanı)’i geliştirdi. Kurt Kapanı taktiği ile Alman U-Boot’ları 1939-1942 yılları arasında muazzam başarılar elde etti. Ocak 1943’e kadar denizaltı filosu kumandanlığını yapan Dönitz, bu ay içinde Erich Reader’in yerine geçerek Donanma Komutanlığına getirildi. Deniz üstü ve Denizaltı filosunun etkisinin azalmasına rağmen Dönitz, Hitler’in güvenini hiç kaybetmedi. Öyle ki Hitler onu kendisinden sonra devlet başkanı ilan edecekti. 30 Nisan 1945 de Dönitz resmen bu makama geldi.

Savaş sonrasında Nürnberg Mahkemesinde yargılandı ve 10 yıl ceza aldı. Hapisten çıktıktan sonra anılarını bir kitapta topladı. 1980 yılında hayata gözlerini yumdu.

 

TAKVİM
 
html kodları arabalar
 
Bugün 11648 ziyaretçi (18601 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol